Türk Klasikleri Seti 2 - 4 Kitap Takım Kolektif

Türk Klasikleri Seti 2 - 4 Kitap Takım
Kolektif

%35 İNDİRİM
48,00 TL
31,20 TL
Tükendi
9786257026000
921823
Türk Klasikleri Seti  2 - 4 Kitap Takım
Türk Klasikleri Seti 2 - 4 Kitap Takım
31.20

-Karabibik


*Derler ki sevda insanın ahlâkını düzeltir; mademki insanız, bozsa da sevelim.*


*Nabizâde o güne kadar hiç ele alınmamış bir konuyu işlemek istemiştir; bu konu değil sade edebiyatçılar, hattâ o devir siyaset ve iktisat buhranını idrâk eden vatanperver aydınlar tarafından da mü­ şahhas bir şekilde ele alınmış değildi. Nabizâde, Zola'nın ve onun sanatını etraflı bir şekilde bize tanıtmaya çalışan Beşir Fuat'ın tesiriyle ve sadece bir edebî mektep nazariyesine uymak gayesiyle böyle bir konuya ilgi göstermiştir, bir de kendi kitabının önsözünde işaret ettiği gibi naturaliste'lere karşı Osmanlı basınının dar görüşlü tepkisine mukabil, konusunu bu yolda seçmiştir…


Karabibik hikâyesinin bitmemiş bir eser mahiyetinde olması, aydınlarımızın Anadolu realitesine tamamiyle yabancı ve lâkayıt olmaları Karabibik hikâyesinin o devirde çığır açabilmesine imkân vermemiştir. Onun için bu eser yazıldığı seneler içinde ve uzun zaman tamamiyle müstesna bir mahiyet taşımıştır.*
Güzin Dino


-Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç


*Kuyruklu yıldız gelip geçinceye kadar aşktan, sevdadan bahsolunmayacak.*


Kenan Akyüz'ün ifadesiyle, *Türk romanındaki Fransız natüralizminin ilk büyük temsilcisi* olan Hüseyin Rahmi Gürpınar, bu kitabında Halley Kuyruklu Yıldızı'nın Dünya'ya çarpacağı söylentisine karşı İstanbul sakinlerinin verdiği tepkileri İrfan Galip'i merkeze alarak işler.


Diğer kitaplarında olduğu gibi yine mizahi unsurları kullanarak insanların toplumsal yaşayışta kendi kendilerini bilmeden nasıl sıkıntıya soktuklarını eleştirel bir üslup ve ironiyle ortaya koyan yazar, temel eleştiri kaynağını evlilik kurumundan alır. Hüseyin Rahmi, evlilik kurumunu eleştirmekle kalmaz, aynı zamanda çözüm önerileri de sunar. Bu çerçevede Batılılaşma serüveni, Batı karşısındaki ekonomik ve fikrî eksiklik de Hüseyin Rahmi'nin eleştirilerine maruz kalan başlıca odak noktalarıdır.


Hüseyin Rahmi, temel anlatının dışında, hikâye içinde hikâyeye yer vererek hem olağandışı unsurlarla okurun ilgisini çekiyor hem de yan hikâyelerin temel anlatıya eklemlenmesini sağlayarak metnin akışında keyifli bir okumaya izin veriyor.


-Şık


*Eğer benzersiz olmak istersen herkesten başka türlü yaşa.*


1839 yılında Tanzimat Fermanı ile somutlaşan Batılılaşma, birçok toplumsal değişime sebep olmuş, hayatın her alanında kendini göstermiş ve birtakım yanlış hatta komik denilebilecek sonuçlar doğurmuştur. 1880'li yıllarda yazmaya başlayan Hüseyin Rahmi bu değişimlerin göbeğinde yetişmiş bir yazar olarak bu toplumsal değişimden beslenmiştir.
Mehmet Kaplan'ın ifadesiyle, edebiyatın sadece bir sanat olduğuna inanmayan Hüseyin Rahmi, ‘yazarın hiç olmazsa Türkiye'nin içinde bulunduğu durum karşısında bir uyarıcı olmasını da' ister.


Hüseyin Rahmi Gürpınar, tam da Tanpınar'ın dikkat çektiği *muaşeret ikiliğini* ortaya koyar Şık adlı bu romanında. Romandaki erkek tipler, Batılılaşmanın alametifarikası olarak kabul ettikleri dış görünüşleriyle alay konusu olurlar. Hüseyin Rahmi, bu durumu mizahi üslubuyla ve etkileyici bir şekilde ortaya koymuştur. Roman, karikatürleşen karakterleriyle döneminin eleştirel bir kesitidir.


-Sergüzeşt


*Kalbe sükûnet gelince insanı yerin altına koyuyorlar.*


*Hele roman ve hikaye nev'inde, Namık Kemal'in fevkine çıkan istidadı onu gerek Sergüzeşt romanında, gerek Küçük Şeyler hikaye cildinde bu eserlerin daha neşri tarihinde yüce bir üstat olarak tanıtmıştı. Nitekim onun büyük hizmeti sonradan edebiyat tarihine altın kalemle yazılan haklı şöhreti ile bugün hakikatlerin üstünde yüksek ve parlak bir hakikat olmuştur. Aynı zamanda şunu da düşünmek lazım gelir ki çocukluğunda geçirdiği o debdebeli hayat içinde köle, cariye ve esirlerin hayatını yakından görerek ve onların memleketlerindeki yuvalarından kaçırıldığı günden başlayan hüzünlü maceralarına hassas bir gönülle acı duyarak yetişen bu şefkatli ruh, büyüdükten sonra da bu debdebenin parlaklığı ile şaşırmamış ve zenginlikle kamaşmayan gözleri önünde ‘Sergüzeşt'in romantik olduğu kadar realiste bir cephesi olan mevzusunu kalbinin ve zekasının en derin ıstırap kaynaklarından doğurmuştu...'*
Halit Fahri Ozansoy


Kapat